Sayfalar

Cuma, Mayıs 25, 2007



İlginç bir reklammış baya bi hoşuma gitti

Çarşamba, Mayıs 23, 2007

Kadiköy-Taksim Hattı Ambiyansı

Evet bildiniz su kadikoyden kalkip besiktastan gecerek taksime varan sari dolmuslarin birindeyim. Trafik biraz sıkıştı dolayısıyla kulaklıklarımı takmaya karar verdim ve az sonra boğaz köprüsünden geçeceğimizi de hesap ederek Gary Moore dan Parissienne Walkways i dinlemeye karar verdim. Tam önümde eve dönüşte değil de gece gezmesine doğru gidişte olduğunu tahmin etmesi pek de zor olmayan bir hatun oturuyor. Hemen müziğin sesini kulaklıktan taşacak bir seviyeye getirdim ve evet seksi bayan, bu kimisine romantik kimisine ise erotik gelen melodileri duydu ve omuzlarını örten parlak taşlı hırkasını üstünden attı. Offff tamam yaa hava biraz sıcaktı kabul ediyorum ama gene de şarkının hiç mi etkisi olmadı yani? Efendim? Sarı dolmuşlarda motor sesinden dinlediğin müziği sen bile zor mu duyuyosun?Abi bi defol git sıçtın fantazimin içine amına koyim senin yaa!!! Ama bi düşünün yaa gerçekten öyle olsa sizce de manyak olmaz mıydı? Saol yaa bu konuda bana katılmana sevindim yavşak seni! Neyse ne diyordum evet ablamız bronz omuzlarını fora etti ki boğaz köprüsüne geldik! vay bee mükemmel zamanlama abla helal olsun! Evet beyler; şimdi sağımda şahane boğaz manzarası ve tam karşımda fevkaladenin fevkinde bir çift kadın omzu. Öğrenciler! Emekçiler! Bununla kaldığını sanıyorsunuz deilmi! Hayır bitmedi! Bu ablanın iki omzunun arasında bir de kelebek dövmesi var kardeşlerim amannnn sabahlar olmasınnnn (diye bir alıntı)!!!
Ne diyor ismi Gary kendisi müzik konusunda baya ileri abimiz; "I remember Paris in '49," diyor but I can't remember Paris because i didn't see the Paris maalesef. Ama gel gör ki şu boğaz köprüsü ve güzel omuzlu, şekil dövmeli ablamızın el ele oluşturduğu Kadıköy-Taksim hattı muhteşem ambiyansı ne champs-elysee yi ne de Paris Kaldırımlarını aratmıyor kardeşlerim...
Abi konsolosluğun önünde ineyim bi zahmet...

Salı, Mayıs 22, 2007

Gün doğumundaki bulutları kurtlara benzettim



Eveeet... Bir hevesle başladığım, "bu sefer farklı abi" dediğim iş daha boka sardı. Dün yazdığım bir özeleştriden sonra bugün yapılan olağanüstü kurul toplantısı ile şunu anlamış oldum: Hep aynı olacak, hiç umut yok.

Bu yüzden bundan sonra bilgisayar ile alakalı işlerde bir başkasının altında çalışmaktan vazgeçtim. Yeni işe girmeyeceğim, mümkünse beraber yeni bir iş yaratacağız. Can dostum Erman'ın da gavur dağlarından gelmesi ile heveslenip, kendisi ile geleceğe dair güzel planlar yaptık. En yakın zamanda bir araya gelip aksiyona girişmeliyiz hacılar. Zaman bizim zamanımız, bir başkasının değil.

Yapılacak çok şey var ;)