Sayfalar

Cumartesi, Mart 03, 2012

Türkiye'de Başbakan Olmak

"Hangi ülkenin başbakanı olmak en eğlencelisidir?" diye sorsalar kesin Türkiye derdim. Düşünsenize, kimseye birşey danışmak zorunda değilsin. "Kendini beğenmişliğin" ve "herşeyi en iyi ben bilirimciliğin" tepesindesin.

Eğitim sistemini canının istediği gibi şekillendir, sivil toplum kuruluşları ya da vatandaşlar en demokratik hakları olan görüş bildirme haklarını kullanmak isteyince seslerini kes, hatta yorum yaptılar diye öfkelen. Çünkü sen dünyanın en uzman pedagogusun. 

Taksim meydanını yeniden tasarlat, ülkenin en önemli mimarlık otoriteleri bas bas bağırsın, yırtınsın, "bu iş böyle olmaz" desin ama sen hiç kulak asma. Çünkü sen dünyanın en yetkin mimarı ve şehir planlamacısısın, bu kadar adam birşey söylüyorsa bile bir bok yoktur zaten, kafayı yorma.

TL'ye simge yarışması yap ama kurulun seçtiğini beğenme, başka bir tanesini seç, hatta o beğendiğinin de üzerinde değişiklik yap, zevkine göre değiştir. Sonra halkın %70'i senin icat ettiğini beğenmesin ama moralini bozma. Sonuçta halk kim ki? Sense dünyanın en önemli nümismatik uzmanı ve aynı zaman da grafikerisin.


Öyle vurdumduymaz ol ki ülkede olup bitenler hakkında görüş bildiren, seni uyarmaya çalışan uzmanların  söyledikleri sana sinek vızıltısı gibi gelsin. Sonuçta sen herşeyin uzmanısın. Buna olan inancını bir saniye bile kaybetme. Bu kararlı duruşun karşısında en sonunda insanlar pes edecek ve en iyi bildikleri konularda bile sana akıl öğretmekten vazgeçeceklerdir. Vazgeçmezlerse de azarlar atarsın ya da bir şekilde susturursun. İşini bilirsin sen, yetkilerinin verdiği imkanları en etkili şekilde kullanarak senin gibi düşünmeyenlerin sesini kes gitsin. 

Akşamları otur tartışma programlarını izle, seni en ufak eleştiren çıkarsa grup toplantılarında ya da canın nerede isterse yerden yere vur. Sadece ülke sınırlarıyla da kalma, ülke dışından da senin hakkında olumsuz bir görüş bildirmek gibi bir gaflette bulunan olursa onun da ağzının payını vermeyi unutma. Ülkenin gündemini ona buna laf yetiştirmeye çalışarak meşgul et, işgal et, sonuçta şahsınla ilgili meseleler, ülkenin en önemli meseleleridir. Çünkü bu ülkede senin egondan daha önemli birşey yok.

Dünyanın en zevkli mesleği Türkiye'ye başbakan olmak. Her kula nasip olmaz böyle birşey. Senin yerinde kim olsa aynen senin gibi davranırdı, unutma. Ülkenin yönetimini kimseyle paylaşmayı aklından bile geçirme. Hem zaten bırak ülke yönetimini herhangi birşeyi senden daha iyi bilen birisinin olma ihtimali var mı? Yok! O yüzden halk için de en iyisinin bu olduğunu herkes gibi sen de biliyorsun. Haydi bakalım, durmak yok yola devam...

Cuma, Mart 02, 2012

Aslında hiç bir şey gözüktüğü gibi değil


Bakıyorum şöyle hayata ne kadar iğrenç ne kadar kötü,

Hiç mi bir şey insanın istediği gibi gitmez der ya hep ama başka bir bakış açısına göre imrenilen hayattır ya o bayat hayat.

Ya da birbirinden farklı yüzlerce normalhayatın bir kesitini görüp kendi hayatının ne kadar kötü olduğuna inanmaktır ya hayat.

Ya da o kesit niye bende yok diye hayata küsmektir ya.

Almak için uğraşılan çalışılan obje bir başkasının beğenmediği tenezzül bile etmediği üründür ya.

Öyle ya da böyle yaşamak zorunda olduğumuz bir hayat var her türlü sıkıntısı problemi acısı kederi yer yer mutluluğu ile...

Güzel hafta sonları..