Sayfalar

Pazar, Mayıs 27, 2007

Canım yazmak istedi...

Evet bakalım ne çıkacak.Valla hiç düşünmedim ama ilham perisi göz ucuyla beni kesiyo görmüyorum sanıyo ipne:)Neyse gadasını alırım birazdan.Derken aklıma bi konu geldi arkadaşlar!Yalan eyi deel daha aklıma konu gelmedi.Biraz televizyon izleyim belki malzeme çıkar.Geliyorum...
Later
Buldummm!!!Hem de daha önce bunu yazmalıyım diyip de unuttuğum bir konuyu hatırladım arkadaşlar.Bu hikayemiz Antep insanıyla ilgili.İlginizi çekeceğini ümit ediyorum.Neyse başlayalım bari.
Geçenlerde maalesef bir cenaze töreni nedeniyle memlekete gittim.Bu söliceğim bazılarınızın yüzünde gülümseme uyandırıcak biliyorum ama bu cümleyi kurmayı kafaya koydum başka türlü anlatamıycam.Rahmetlinin vefatı cuma gününe denk geldiği için ben de 3 günlük bir süreyi Antepte geçirmeye karar verdim.Biliyosunuz işte sabah gelirsiniz kahvaltıda katmer sürprizi sonra akşamına kebap gece de beyranı içtinizmi Antep biter.Geriye saat 12 de kapanan tekel bayileri,zaten içersinin balta dolu olduğu bikaç bar ya da birahane ve 11 de kapanan internet cafelerin kepenklerinın verdiği isyanla karışık iç karartısı kalır.Yine bu yüzden tek başıma yaptığım araba gezintilerinden birindeyim ve açık bir internet cafe arıyorum umutsuzca...İlk olarak bizim okulun yakınlarındaki ismini saymama gerek olmayan hepinizin bildiği internet cafeleri şöle bi taradım.Evet saat 11 di ve malesef yalnızca bir tanesi açıktı.İçeri girdim,bir bilgisayara yöneldim ve o ses!Arhadaaşşşııımmm gapatıyoruz!İçimden içimden internet cafenin de senin de hugonun da amına koyim demek geldi.Öyle de yaptım.Hatta dışarıya çıktıktan sonra bir posta da sesli küfür ettim ve bu durum bana şu soruyu sordurdu:Neden dedemin bilardo salonuna gidip kendimle hem oyunun hem tostun hem de çayın sınırsız ve beleş olduğu tam pansiyon bir maç yapmıyorum?Üstelik saat 1 e kadar da açık!İçimden seslice yuppiiiii demek geldi.Öyle de yaptım.Çünkü arabada yalnızdım.Bilardo salonuna vardığımda Adnan abi ve tayfasının yine yalnız ve yine ihale oynuyor olmalarına şaşırmadım.Kendime bir ıstaka aldım,topları dizdim ve başlama vuruşunu yaptım.Aynı anda ıstaka ve toplardaki itaatsizlik dikkatimi çekti ama farketmemezlikten geldim.Sonra masadaki koca çay lekesi dikkatimi çekti ama bunu da görmezden geldim.Sonra bi kaç vuruş daha yaptım ve topların istediğim yöne gitmemesi artık ciddi manada sinir bozucu bi hale gelmeye başladı.İçimden içimden toplara küfür,dedeme de sitem etmek geldi.Öyle de yaptım...Çünkü Adnan Abi beni duyabilirdi.Saate baktım 11.30 du.İçimde bir ümit uyandı:Acaba çarşıya doğru gitsem dünyaya bağlanabileceğim bir yer bulabilir miyim?Bu ümit uyanmakla kalmayıp bir de beni kolumdan çekiştirdi.Klemenza Adnan ve adamlarına eyvallah diyip Kırkayağa doğru yöneldim.Bedestenin etrafında şöööööylee bir tur attıktan sonra Gap otelinin karşısındaki arada bir internet cafe gördüm ve çok sevindim.İçimden vay amına koyim demek geldi.Öyle de yaptım.Arabayı tam Gap otelinin karşısına üstünkörü park ettim ve indim.Sonra bir Antep gece yarısı insanı gördüm bana dedi ki:"Arhadaşşşııımmm az daha yanaştır galdırıma".İçimden o adama seslice "sanane amina godoğom!" demek geldi.Ama öyle yapmadım.Çünkü adam beni dövebilirdi.Ben de içimden dedim ama içimden demek zorunda olmam biraz içime oturdu açıkçası.Arabayı kaldırıma biraz daha yanaştırdım.İndim ve adama kendisinin park etme şeklime karışmasından pek de memnun olmadığımı belirtir bir ses tonuyla;"İstediğin kimi oldumu yoooorruuumm!" dedim.Adam da bu memnuniyetsizliğimi anladığını belirten bir ses tonuyla bana cevap verdi ve dedi ki; "Bak polis de orda iki saattir gelip gidip arabaları çekiyler ondan dedim galdırıma yanaştır diye".O anda aklımdan çok şey geçti ama sanırım en çarpıcısı İstanbulda gördüğüm insan tiplerinin beni insaniyet adına ne kadar karamsarlaştırdığını anlamam oldu.Burası Antep dedim kendi kendime burda insanlar hala karşılıksız iyilik yapabiliyor!Adama özür diler gözlerle baktım ve ezilmiş bi halde; "Haa ölemi abi peki saol" dedim ve artık internet cafeye yönelmem gerektiğini düşündüm.Öyle de yaptım.Yüzümde aptal bi gülümseme ve içimde abartılı bir iyimserlik vardı.İnternet cafenin kapısını araladım.Cafenin sahibi olduğu içeride kendisinden başka kimse olmamasından anlaşılan adama "Selamün Aleyküm" dedim.O da bana "Aleyküm Selam kardeş kapatıyoruz ya kusura bakma" dedi.Çok kibardı.Bi an büyük beyaz kanatları var gibi geldi ama sanırım yanlış gördüm.Ben de ona aynı kibarlıkla "Peki abi kolay gelsin,iyi akşamlar" dedim.Sonra arabaya yöneldim.Bana hayatımın derslerinden birini veren Antep insanı ordaydı.Ona da "İyi akşamlar" dedim utanmış bir ses tonuyla.O da bana gülümseyerek aynısını söyledi.Onun da kanatları vardı sanki.Sonra arabaya bindim.İçimden kendime küfür etmek geldi.Öyle de yaptım...