Sayfalar

Perşembe, Temmuz 26, 2007

Okul Yolu Hikayesi

Klasik bir üniversite öğrencisiydi işte. Uyumlu bir tip sayılırdı. Zorunlu olmamasına rağmen her gün, lacivert kot, beyaz tişört ve mavi konvers ayakkabilardan olusan okul üniformasını giyerdi. Cebinde birinin ucu bitmiş iki kalem, elinde ajandadan bozma, bütün derslere ait bir defter vardı. Kuzeni ve onun sınıf arkadaşıyla birlikte kirasını ödediği giriş katındaki dairesinden çıkmış, uzun yokuşun sonundaki otobüs durağına dogru yürüyordu. Hayata asi tiplerden sayılmazdı. Ama yokusun yukarisina konulan otobüs duragina lanet okumaktan kendini alamadı. Klişe bir üniversiteli söylevi mırıldandı: "Beceriksiz şehir planlamacılar! Ben olsam..." .
Durakta karşılaştığı arkadaşlarıyla birlikte kampüse giden otobüse bindiler ve dört erkek geçtiler en arka koltuğa. Arkadaşlarından biri, o gelmeden önce başlayan geyik muhabbetine kaldığı yerden devam etti:
-Ya işte böyle abi götün yusuf yusuf olunca kafayı çalıştırırsın tabi ucunda ölüm var lan borumu!
-Abi bence adrenalin salgılanıyo o anda o kafayı çalıştırıyo yoksa o göt korkusuyla nası plan yapıcan? Bak kesin o anda heyecanlanıyosun ya abi işte adrenalin madrenalin bazı salgılar vücutta kafayı çalıştırıyo abi
-Lan manyak adrenalinle ne alakası var!O kolu bacağı çalıştırır ancak!
Hiç bişey söylemeden dinledi. Bu tartışmaya katılmak için fazla erken bir saat olduğunu düşündü. Kulaklığını ve küçük radyosunu çıkardı cebinden. Radyoda "saat sabahın körü haberleri" başlamıştı: "Bülent Ersoy ve Alaturka Popstar Armağan sade bir nikahla evlendi. Bir kaç geçe önce İbrahim Tatlıses'in programına katılan çift izleyenlere romantik dakikalar yaşatmıştı. Bu mutlu beraberlik dün atılan imzalarla resmiyete bağlandı." , "Irakta yine intihar bombası, bu kez altmışüç kişi öldü." , "İbrahim Tatlıses milletvekili adaylığıyla ilgili dün bir basın toplantısı yaptı. Ünlü türkücü yaptığı açıklamada şunları söyledi:
-Otobüsümüz gidiyor önüne atlıyorlar bunlar gerçekten mutluluk verici. İndim baktım adamın bir tanesi direğe çıkmış. Düşünebiliyormusunuz adam benim için direğe çıkmış!".
Gerçekten de ilgi çekici haberlerdi. Hangi habere ne kadar süre verildiğini düşünerek kabaca bir önem sırası yaptı. Doğrusu, sonucu eğlenceli bulmuştu. Bir kaç frekans değiştirdikten sonra radyodan da sıkıldı. Belki de yalnızca pencereden boş boş dışarıya bakmalıydı. Öyle de yaptı. Hiçbirşey yapmamak ona pek kısmetli biri olmadığını hatırlattı. Bir türlü şu yeni belediye otobüslerine denk gelemiyorum diye düşündü. Sert koltuklar ve fazlaca sarsıntı, koşan bir adamın omuzlarında yolculuk ediyormuş gibi hissettiriyordu. Bir an düşünmeyi bıraktı ve arkadaşlarına döndü:
"Birşeyler olsun istiyorum" dedi. "Ne olduğunu bilmiyorum ama birşeyler" . "Nassı yani" dedi biri. Bu sorunun geleceğini biliyordu ama yine de hazırlıklı değildi. Aslında ne istediğini o da bilmiyordu. Bu felsefi potansiyeli yüksek sohbet başlamadan kampüs girişinin yer aldığı büyük ve kalabalık meydana ulaştılar. Öğrenciler kalabalık otobüsten adeta döküldüler. Toplu bir kampüse yürüme eylemi başladı. Zaten bu gençler toplu eylemlere bayılıyordu.
O da kalabalığın içinde tek başına bir böcek gibi yürümeyi seviyordu. Yürürken etrafı seyretti. Belli belirsiz etrafı seyrederken hemen yanından gelen hayli sesli bir bağırmayla irkilerek baktı. Bu gördüğü gerçek miydi? Adamın biri "T.C.ye ölüüüüümmm!" diye bağırarak ceketinin düğmelerini koparıyordu. Yarım saniyelik şoktan sonra ondan başka herkes kaçışmaya başladı. Ama onun şoku pek yarım saniyelik gözükmüyordu. İki metre sağında kanlı canlı bir terörist vardı. İnsan ölüm korkusuyla birkaç saniye içerisinde ne kadar çok şey düşünebilirdi. O birçok şey düşündü. Arkadaşlarının otobüsteki geyik muhabbetinden, daha başlamadan biten hayatına hareket katma sohbetine hatta radyodaki intihar bombası haberine kadar bir çok şey. Hatta bir hesap bile yaptı: "Çok yakındayım. Kaçarsam kesin patlatıcak ve belki bacağımı kaybederek kurtulma şansım var. Herifin üstüne atlarsam yüzde doksan yine patlatıcak ve parçalara ayrılıcam. Peki ya herkesi kurtarabilirmiyim?"
Adam gözünün önünde son düğmesini de koparıyordu ki bir anda olanca gücüyle bağırmaya başladı:
-Operasyon iptaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaalllllllllllll!!!! Sakın patlatmaaaaaaaaa sakııııııııııııııınnnn!!!!!!!!
Terörist bu saçmasapan hareket karşısında bir anda aptallaştı. Açıklama bekler gibi bir hali vardı:
-Neeeeee ne diyorsun sen beeeee!!!!!!!!!!
İnanamıyordu işe yaramıştı ama şimdi ne yapmalıydı? Tek bildiği şey çabuk düşünmeliydi. Meydanda görev yapan polisler panik içinde koşuşuyordu. İkinci hamlesini yapmakta geç kalmadı. Yine bütün gücüyle bağırarak:
-Koş seni gerizekalı koooooş bombayı patlatmadan koooooooş operasyon iptal dedim sana kaaaaaaaaaaaaç!!!!!!
Terörist bir anda deliler gibi koşmaya başladı. Herkes bir yana kaçışmış, terörist açık hedef haline gelmişti. Fakat teröristten başka bir açık hedef daha vardı. İlk hedef bombacıydı. Teröristin üstüne bir anda ateş açıldı. Kaçan teröristi izlerken polislerden birinin "kafasına sıkın kafasınaaaaaa gövdeye sıkmayıııın!!!" dediğini duydu. Bu duydukları heyecanını kaldırılamaz bir seviyeye getirdi. Koşsammı diye düşünürken daha fazla dayanamadı ve bir anda gözleri karardı. Olduğu yerde bayıldı. Henüz bayılalı birkaç saniye olmuşken üstüne düşen birkaç yüz kilonun ağırlıgıyla kendine geldi. Gözlerini açtığında etrafındaki beş polis tarafından kollarından sıkıca kavranmış sürükleniyordu. Heyecandan kupkuru olmuş ağzından üç titrek kelime döküldü: "Ben" dedi. "Ben sadece öğrenciyim..." . Zaten polisler de halinden terörist olmadığını az çok kestirmişlerdi. Bu sırada arkadaşları koşarak geldi:
-Komiserim komiserim onu neden götürüyorsunuz arkadaşımız o bizim, bizim okuldan!
Polislerden biri sertçe sordu:
-Bu herif sizin arkadaşınızmı?
-Evet hem de sınıf arkadaşımız.
Polis memuru kendi kendine mırıldandı: "Salağın halinden belli zaten" dedi ve tekrar öğrencilere döndü:
-Şimdi bu hıyarı götürüyoruz. Ama endişelenmeyin. Kendisine iyi muamele edilecek. İfadesini almak zorundayız. Ayrıca ifadesi önemli olmasa bile bu çocuğu yine de götürürdüm çünkü o piç kurusuna deli danalar gibi kaçmasını sağlayacak ne söyledi işte bunu kesinlikle öğrenmeliyim!
Polis arabasına bindirildi. Az önceki diyaloğu sersemlemiş bir halde dinledikten sonra daha da rahatlamıştı. Polis arabasından arkadaşlarına gülümseyerek yorgun bir el salladı. Araba hareket etmeden önce elleri kelepçeli, ne olup bittiğini düşünmek için birkaç saniyesi oldu. Bir süper kahraman gibi hissetmeliydi aslında. Uykudan yeni kalkmış gibi sordu şoför koltuğundaki polise:
-Teröriste noldu?
Polis, kafasıyla meydanlığı işaret etti. Terörist ve ceset torbası yanyana yatıyor, kalabalık bir polis ekibi de başlarında bekliyordu. Baktığı pencereden bir şişe su uzatıldı.Suyu uzatan polise gülümseyerek:"Teşekkür ederim" dedi. "Şu an tek istediğim şeyi getirdiniz."...

Basliksiz yazida bir ilkellik ariyorum...

artik yataktan heyecanla kalkmiyorum.yeni bir gune baslamanin sevincini duymuyorum.hatta kalkmak bile istemiyorum cogu zaman.yataktan kalktigimda ustumde sadece bir boxer var.terlik bile giymiyorum.o ustumde yalnizca bi parca bez olan halimi seviyorum.cunku bunda bir ilkellik buluyorum.ilkelligi seviyorum.kendimi afrika yerlilerine benzetiyorum.aynaya bakiyorum.saclarim darmadagin sakallarim uzamis.sakallarimi kesmiyor saclarimi taramiyorum artik.gitgide bir magara adamina donusuyorum.gitgide bir magara adami olmak istiyorum.kahvaltida ne yedigimi umursamiyorum.tum ekmekten parcalari dislerimle kopariyorum.buzdolabi bozuk.tamir ettirmek istemiyorum.bozulmamis tek sey olan receli aliyor ekmege katik ediyorum.cay bile yapmiyorum.su iciyorum yaninda.sadece su icmekde de bir ilkellik ariyorum.dun yere attigim kiyafetler sabaha kadar orda kalmislar.cikarttigim yerde geri giyiyorum.dolaptan temiz kiyafet cikarmamakta bir ilkellik ariyorum.ilkellikte umutsuzlugu,umutsuzlukta ozgurlugu ariyorum.ben bir magara adamiyim.yazim ve imla kurallari umrumda bile diil.simdi okula gidip sacindan surukleyecek bir kiz bulmaliyim...bu yazi kisa oldu ama ben bir magara adamiyim.uzun yaziya bir kisaya iki...